Gözler Fed’in faiz kararına çevrildi
Küresel piyasalarda Rusya-Ukrayna savaşı ve emtia fiyatlarının seyri yatırımcıların odağında kalmaya devam ederken, gözler bugün üç yılı aşkın sürenin ardından faiz artırımına hazırlanan ABD Merkez Bankası’nın (Fed) toplantısından çıkacak kararlara çevrildi.

ABD’de yıllık enflasyon şubatta yüzde 7,9’a yükselmişti. Rakam son 40 yılın zirvesi olmakla birlikte beklentilere de paralel. Ancak Fed, önlemleri sıkılaştırıp enflasyonla mücadele etmekte kararlı. Fed’in federal fonlama faizi şu an yüzde 0-0,25 aralığında.
 
Fed en son Kasım 2018’de küresel finansal krizin ardından devreye aldığı genişlemeci para politikalarını sonlandırmak amacıyla faiz artırmıştı.
 
Fed’in Covid-19 salgınının ardından Mart 2020’de devreye aldığı genişlemeci para politikalarında normalleşme sürecini, bugünkü faiz artırımıyla hızlandırması bekleniyor.
 
Bankanın 25 baz puanlık faiz artırmasına neredeyse kesin gözüyle bakılırken, karar metninde gelecek dönemde normalleşme sürecinin hızı ve boyutunun nasıl seyredeceğine yönelik ipuçları aranacak.
 
 
Bankanın kararı 21:00’de açıklanacak ve ardından Fed Başkanı Jerome Powell konuşacak.
 
Bilanço küçültme
Yatırımcılar ayrıca, varlık alımlarının sonlandırılması ve bilanço küçültmeyle ilgili izlenecek yol haritasına dair verilecek mesajları da takip edecek. Bu kapsamda Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları piyasaların seyrini belirleyecek.
 
Piyasalarda bankanın bu yıl içinde yedi kez 25’er baz puanlık faiz artırması bekleniyor.
 
 
Ancak Rusya-Ukrayna savaşının ekonomik etkileri karşısında bankanın vereceği tepkiye dair olası sözle yönlendirmelerin, bu beklentileri yeniden şekillendirmesi öngörülüyor.
 
Türkiye de diken üstünde
Uluslararası Para Fonu (IMF), daha önce Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkeleri, Fed’in faiz artışlarına karşı uyarmış, bu durumun sermaye çıkışlarını ve yerel para birimlerindeki kaybı hızlandırabileceğini vurgulamıştı.
 
TL gelişmekte olan para birimleri arasında dolar karşısında son bir, üç ve beş yıla bakıldığında her vadede açık ara en çok değer kaybeden para birimi.
 
TL’nin sadece 2021 yılında yaşadığı kayıp yüzde 45’in üzerinde.
 
Kur Korumalı Mevduat (KKM) ile hızı kesilen döviz kurları, Rusya’nın Ukrayna işgali sonrasıysa yönünü yeniden yukarı çevirmişti. KKM’lerin net dağılımına ilişkin veriler paylaşılmasa da yoğunluğun üç aylık vadede olduğu biliniyor. İlk üç aylık vadeyse nisan ayında dolacak. Fed’in faiz artırımlarıyla oluşacak güçlü dolar hikayesinin KKM’de nasıl bir maliyet ortaya çıkaracağıysa şuan belirsiz.
 
Piyasalarda ayrıca yarın Merkez Bankası’nın faiz kararı da izlenecek.
 

Diğer Yazılarımız