Rahşan Ecevit: ‘Rahşan’ kitabının yazarından 97 yıllık ömrün hikâyesi
Rahşan (Aral) ve Bülent Ecevit 1944 yılında İstanbul Robert Kolej'de tanışıp evlenmeye karar verdiklerinde resim ve şiirle dolu bir yaşam hayal etmişlerdi.

Ancak şair Ecevit 1957 yılında CHP'den milletvekili seçilince 2001 yılının sonuna kadar sürecek siyasi yolculukları başlamış oldu. Bu yolculukta Rahşan Ecevit, ressam kimliğini bir kenara koyarak, aktif siyasette son derece etkili bir rol üstlendi.
 
Parti teşkilatları ona bağlıydı. Milletvekili adayları belirlenirken onun sözü geçerli oluyordu. Ona 'Demir Lady' diyenler vardı. Çünkü sezgileriyle hareket ediyor 'tehlikeli gördüğü' kişileri eşinden uzak tutuyordu.
 
Siyasetteki gücü nedeniyle parti içinde eleştirilmesine rağmen halk ona olan desteğini ismini çocuklarına vererek gösteriyordu.
 
Rahşan Ecevit, hayatı boyunca israftan kaçındı. Bülent Ecevit'in hastalandığı döneme kadar evlerinde bulaşık makinesi bile yoktu. Bir sohbetimizde bu işi çok rahatlatıcı bulduğunu, kafasındaki sorunları da bulaşıkla birlikte temizlediğini söylüyordu.
 
 
Pahalı takı, giysi, ayakkabı ya da çantalardan hoşlanmıyordu. Lüks giyimin yoksul insanları imrendirebileceğini, kıskandırabileceğini düşünerek özellikle uzak duruyordu.
 
Orta sınıftan bir Türk kadını gibi yaşamayı tercih etti. Genellikle gömlek, etek ve üzerine bir hırka ya da ceket giyerdi. Bu tarzı Londra'da oluşturduğunu söylemişti.
 
Eşi Bülent Ecevit 1946 yılında Londra'daki Türk Büyükelçiliğine basın ateşe yardımcısı olarak atandığında maaşları 30 sterlindi ve 1950 yılı ortalarına kadar orada maddi zorluk içerisinde yaşadılar. Parmaklarındaki yüzükleri bile satmak zorunda kalmışlardı. Ancak bundan hiç yakınmadılar.
 
Çünkü İkinci Dünya Savaşından yeni çıkmış olan İngilizlerin yaşadıkları imkânsızlıklara karşı nasıl mücadele ettiklerine yakından şahit olmuşlardı. Yemeği, suyu idareli kullanmayı öğrendiler. Bu alışkanlık hayatları boyunca devam etti.
 
Seçim otobüsünü oluşturdu, UMUT gazetesini çıkardı
 
Bülent Ecevit 1961 yılında Çalışma Bakanı, 1972 yılında CHP Genel Başkanı oldu. Bu sürede Rahşan Ecevit ona lojistik destek sağlıyordu. Yoğun siyasi tempoda çocuk yapmak istemediler.
 
Eşi nereye gitse, Rahşan Ecevit oradaydı. Seçim gezilerinde halkın arasında dolaşıp sorunları dinleyerek akşam eşine aktarıyordu. Ayrıca çakmak, kalem, poster gibi eşantiyonların satışını yaparak partiye gelir sağlıyordu. Bugün tüm partilerin kullandığı seçim otobüsünü ilk kez oluşturan da Rahşan Ecevit'ti.
 
Perde arkasında eşinin güçlü desteğini alan Bülent Ecevit, siyaset sahnesinde hızla ilerledi ve milletvekili seçildikten sonra 17 yıl içinde Bakan, Genel Başkan ve 1974 yılında Başbakan oldu.
 
 
'Örgütçü' kimliğiyle öne çıkmaya başlayan Rahşan Ecevit, Köylü Derneklerini kurdu. Tarım kesiminin ürünlerini tarladan tüketiciye doğrudan ulaştıran bir sistemin altyapısıydı Köylü Dernekleri.
 
Ayrıca Ecevit'in mesajlarını daha geniş kitlelere ulaştırmak için UMUT isimli bir gazete çıkardı.
 
Ecevit 1977 ve 1978 yıllarında iki hükümet daha kurdu. Ancak 1980 yılında askerlerin darbe yapması üzerine Rahşan-Bülent Ecevit çifti 'zorunlu ikamet' için Hamzakoy'a götürüldü. Burada yeni bir siyasi parti oluşturup yola devam etme fikrinin altyapısını oluşturdular.
 
DSP'nin ilk Genel Başkanı oldu
Ecevit yasaklı olduğu 1985 yılında kurulan Demokratik Sol Parti'nin (DSP) ilk Genel Başkanı Rahşan Ecevit'ti. Siyasi felsefelerini şu sözlerle özetlemişti: "Partiler tek bir düşünce etrafında toplanan insanlardan oluşmalıdır. Oysa Türkiye'de öyle olmuyor. Bir partide değişik düşünceler barınabiliyor. Buna da demokrasi deniliyor!"
 
'Halk için hakça düzen' sloganını birlikte bulmuşlardı.
 
Siyasi yasakların kalkmasından sonra Genel Başkanlık görevini eşine devreden Rahşan Ecevit örgütten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı oldu. Ve DSP hızla büyüyerek Ecevit'i 2 kez daha Başbakanlığa taşıdı.
 
Rahşan Ecevit, Türkiye'de genel af çıkarılmasını sağlayacak kadar etkili bir siyasi figürdü.
 
Bu af da kamuoyunda 'Rahşan affı' olarak bilindi.
 
Bülent Ecevit, 1980 yılındaki darbeden sonra üç kez cezaevine girdi. Rahşan Ecevit eşini kurtarmak için dışarıda yoğun mücadele verdi. Avukatlarla, gazetecilerle görüşüp delil toplayarak eşinin serbest bırakılmasını sağladı. Onun mücadelesi olmasa Bülent Ecevit'e siyaset yolu tamamen kapanabilirdi.
 
Şiir, aşk, cezaevi mektupları
Ecevitler, birbirlerine duydukları sevgiyle Türkiye için hala unutulmayan saygın rol modeller oldular. Sadakatin ve aşkın sembolü haline gelmişlerdi. Bülent Bey, Rahşan Hanım için birçok şiir kaleme aldı.
 
Cezaevinden gönderdiği bir mektupta ise eşine şöyle sesleniyordu:
 
"Haydi benim Rahşanım. Toparla kendini. Seni dün gördüğüm hale geleceksen dünyayı kurtarmak benim işime gelmez!"
 
Rahşan Ecevit ise aralarındaki güçlü bağın kaynağını şöyle özetliyordu:
 
"Bizi anlamıyorlar. Bülent benim oğlum, eşim ve babam. Ben de onun kızı, eşi ve annesiyim. Bunu kavrayamayanlar bizim ilgimizi, sevgimizi, dostluğumuzu elbette anlayamazlar…"
 
Bülent Ecevit 5 Kasım 2006 tarihinde vefat etti. Geçen yıl Rahşan Hanımı evde ziyaret etmiştim. "O burada, bizimle birlikte yaşamaya devam ediyor. Biliyorum" dedi.
 
Hayvanlara olan düşkünlüğü ile de bilinen Rahşan Hanım, evinde ve bahçesinde, balkonunda yallarca güvercin, kedi, köpek besledi. Bülent Ecevit'in vefatından sonra evde beslenen kedi sayısı sekizi bulmuştu. Ecevit'in çalışma masasında, salonda, mutfakta, kütüphanede, bahçede hep kediler dolaşıyordu.
 
Yaşarken, son üç yılbaşını evimizde kutlamışlardı. Ev sohbetlerinden birinde "Reenkarnasyona inanır mısınız" diye sorunca Bülent Ecevit "Keşke olabilse. Rahşan'ı yeniden bulabilir miyim acaba diye hep içimden geçer" yanıtını verdi. Rahşan Ecevit ise "O iş olursa acaba onu nasıl bulurum, diye bir şeyler düşünmeye çalışırım" dedi.
 
Ecevit'in İngiltere'de Sanskritçe eğitimi alırken ilgilendiği Hint felsefesinde reenkarnasyon inancı var. Acaba Rahşan Ecevit'in vefatıyla birlikte Türkiye'nin en kıdemli aşıkları birbirine kavuşmuş olabilir mi?...
 
BBC Türkçe
 
 
 

Diğer Yazılarımız