Taner Ölmez: Alevi ve Dersimliyim, evimizde sürekli türkü okunurdu
Taner Ölmez, Mucize Doktor ve türkülere dair konuştu: Evimizde sürekli türkü söylerdik.

Sanatçı Taner  Ölmez, Mucize Doktor dizisindeki Vefa Ali karakteriyle gündemde. Otizmli bir doktoru canlandıran Ölmez, aynı zamanda Barabar grubunun da solisti. “Dersimli ve Alevi bir aileden geldiğim için evimizde türkü her zaman okunurdu. Salonda ayrı, mutfakta ayrı radyo çalar, sabahtan akşama kadar türkü dinlenirdi. Aile toplanınca birlikte türküler söylerdik ve ben hâlâ söylüyorum” şeklinde konuşan sanatçı otizmli ailelerle ilgili, “Ne yazık ki Türkiye’de otizmli sayısı çok. Aileler ‘Bizim çocuk biraz şey’ diyor, ‘Ne!’ diyorsun, ‘Büyüğü iyi de küçüğü biraz şey’ diye devam ediyor. Onun ‘şey’ dediği, otizmli bir çocuk. Yakın bir dostumuzun çocuğu otizmli ama aile bunu bir türlü kabul edemiyor. Oysa bu farklılığı fark edip kabul etmek gerekiyor” dedi.
 
 
Sözcü’den Yüksel Şengül’e konuşan Ölmez, dizinin hazırlık aşamasıyla ilgili olarak şunları söyledi:
 
“En zor kısmı hazırlık aşamasıydı. Otizmli çocuklarla, aileleriyle tanıştım, evlerine girdim. Çoğunlukla konuşmadan bir köşede oturdum, rahatsız olmasınlar diye göz teması bile kurmadım. Çocukların yanında bir bitki gibi durdum. Asıl anne babaların durumu önemli. Kelimeler yetersiz kalıyor, gözler, bakışlar her şeyi anlatıyor. O bakışlarda yaşadıklarını görüyorsun, hüznü görüyorsun.”
 
‘OTİZMLİ AİLELER ÇOK GÜZEL VE ÖZEL İNSANLAR’ 
 
“Ne yazık ki Türkiye’de otizmli sayısı çok. Aileler ‘Bizim çocuk biraz şey’ diyor, ‘Ne!’ diyorsun, ‘Büyüğü iyi de küçüğü biraz şey’ diye devam ediyor. Onun ‘şey’ dediği, otizmli bir çocuk. Yakın bir dostumuzun çocuğu otizmli ama aile bunu bir türlü kabul edemiyor. Oysa bu farklılığı fark edip kabul etmek gerekiyor” diyen sanatçı kamuoyuna da çağrıda bulundu:
 
“Düzelmeleri, iyileşmeleri imkansız değil. İğne ucu kadar bir ışık vardır, umut vardır. Kimilerinin o minik umut ışığı bulunabiliyor, kimilerinin bulunamıyor. O bulunan minik ışığı büyütmek çok zor bir süreç ama imkansız değil.
 
Otizmli aileler çok özel ve güzel insanlar. Onların bana dertlerini ayrı ayrı anlatmalarına gerek yok, gözlerinden anlıyorum her şeyi. Ekranda Ali Vefa’yı oynamaya başladıktan sonra omuzlarıma büyük bir sorumluluk bindi. Bunu bilsinler. İliklerime kadar yaşıyorum onları. Az önce anlattığım o iğne ucu kadar olan ışığın peşini bırakmasınlar, bulsunlar o ışığı ve mücadeleyi asla bırakmasınlar. O ışık o çocukların ne kadar özel olduklarını çıkaracak ortaya.”
 
‘EVİMİZDE HER ZAMAN TÜRKÜ OKUNURDU’
 
Barabar grubunda yaptıkları türkü düzenlemeleri ile de adından sıkça söz ettiren Ölmez, “Dersimliyim… Anne ve babam Almanya’daydı. Ağabeyim ve ben yıllarca top gibi sektirildik, bir oraya bir buraya. Sakın yanlış anlamayın, mutlu bir çocukluk yaşadım. Yazları babaannemin yanına Dersim’e köye giderdim. Onun bakkal dükkanında çalışırdım. Kışın okullar açılınca İstanbul’a dönerdim, Halıcıoğlu’nda anneannemle yaşardım. Benim en büyük koruyucumdu anneannem. Ben ona ‘anne’ derdim.Evimizde türkü her zaman okunurdu. Salonda ayrı, mutfakta ayrı radyo çalar, sabahtan akşama kadar türkü dinlenirdi. Aile toplanınca birlikte türküler söylerdik ve ben hâlâ söylüyorum” dedi.
 
 
 

Diğer Yazılarımız