
Davutoğlu: Hakan Şükür, FETÖ'nün siyasi ayağıydı
Eski başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP seçmeninin partiden uzaklaştığını söyleyerek yüzde 15'e yakın kayıp oydan bahsetti. Davutoğlu, Pelikan çetesi ve FETÖ ile ilgili de kendi döneminde yaşananlara değindi
Eski başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhuriyet'ten İpek Özbey'e gündemi değerlendirdi.
Davutoğlu, FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilgili soruya "Mesela Hakan Şükür, milletvekiliydi. Şimdi bunlar siyasi ayaktı. Başka milletvekilleri de vardı," diye yanıt verdi.
AKP seçmeninin partiden uzaklaştığını belirten Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şöyle düşünün: 1 Kasım’da AK Parti kendi başına yüzde 49,5 oy aldı. Şimdi anketlerde yüzde 30 bandının altına geriledi. Hadi deyin yüzde 35... Nereye gitti bu yüzde 15? Bir kısmı MHP’ye gitti, bir kısmı da HDP’ye geri döndü. Dolayısıyla AK Parti cazibesini kaybetti, çekirdek oylara doğru gerilemeye başladı. İstanbul, Ankara, Antalya’nın kaybedilmesi AK Parti’nin çözülme işaretleri. Bunu gördüğüm için bütün iyi niyetimle geçen sene 22 Nisan’da bir manifesto yayımladım. Orada söylediklerimi daha önce cumhurbaşkanına kapalı kapılar ardında da söylemiştim. Beni manifesto yayınlandığında suçlayanlar dahi, bugün “Haklıymışsınız, sizi anlamamışız, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bizi perişan etti” diyorlar."
Davutoğlu, başbakanlıktan istifasında etkili olan Pelikan grubuyla ilgili de konuştu.
PELİKAN GRUBU
"Pelikan sizden ne istedi?" sorusu yöneltilen Davutoğlu, şu yanıtı verdi:
"Pelikan’ın arkasındakiler ne istedi diye sormanız lazım, çünkü Pelikan bir trol çetesi. Benim trol çetesine teslim olacağımı herhalde kimse düşünmüyordur. Pelikan Dosyası 1 Mayıs 2016’da çıktı. Esas mesele, 29 Nisan 2016’daki MKYK toplantısında bana “Şu konuda aynı düşünmüyoruz, kongreye gidelim” demeden yetkilerimi kısıtlayan imzalar toplandı. Bu şu demek: Sen Başbakan olacaksın ama ülkeyi biz yöneteceğiz.
detay
Davutoğlu'ndan erken seçim çıkışı
Pelikan yapılanması değişimi zorlamak için örgütlenen bir çetedir. Uyguladıkları yöntem FETÖ yöntemidir. Zamanla derinleşti. Bunların çoğunun geçmişine bakarsanız FETÖ unsurlarını görürsünüz. Benim Başbakanlıkta devam edecek olmam FETÖ unsurlarını rahatsız ediyordu. Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak isteyenler bir taraftan, AK Parti’nin doğasını bozmak ve tek bir kişinin partisi haline dönüştürmek isteyenler diğer taraftan harekete geçti. Getirmek istediğin şeffaflık yasası, imar yasası, siyasi etik yasası gibi yasalardan rahatsız olanlar da vardı. Tüm bu iklim içinde Pelikan Dosyası denilen pespaye, rezil bir şey çıkardılar. Ama o zaman Pelikan ile anılmak birilerince onur gibi görülüyordu, çünkü onlara ‘Başbakan deviren Pelikancılar’ gözüyle bakılıyordu. Şimdi ise Türkiye’deki bütün yolsuzluğun, adaletsizliğin, baskının adresi olarak görülüyor. Bu da ilahi adaletin ve tarihin intikamıdır. Pelikan bana karşı birçok suçlama yaptı. Dört yıldır buradayım, niye kimse o iddialarla ilgili bir hukuki işlem yapmadı. Çünkü doğru değil. O Pelikan Dosyası üzerinden partide bana karşı işbirliği yapanların hepsi şu anda birbiri hakkında benzer trol çetelerini kullanır hale geldiler. O zaman arkadaşları uyarmıştım."
"MESELA HAKAN ŞÜKÜR"
Davutoğlu, "Yıllardır ‘FETÖ’nün siyasi ayağı’ konusunda herkes birbirini suçluyor. Size sorsam?" sorusuna ise şöyle cevap verdi:
"Siyasi ayak araştırılacaksa ta 70’li yıllara kadar gitmek gerekir. İlk defa size söyleyeceğim. Siyasi ayak şudur: FETÖ yapısı içinde biri vardır. Ve siyasete birini gönderir, “Oraya git, benim adıma orayı ele geçir” der. Bu organize bir siyasi ayaktır. İkincisi ise FETÖ ya da başka yapıların; gidin şu siyasilerle ilişki kurun, siyasete etki yapın denilerek ilişki kurmaktır. Birincisi açık ve net olarak suçtur. İkincisi ise suç ortaya çıktıktan sonra devam ediyorsa suçtur.
FETÖ ile organik bağı olduğu istihbari ya da hukuki olarak tescil edilmiş siyasetçiler FETÖ’nün siyasi ayaklarıdır. Bazıları özellikle bu ayakları sürdürdüler. Mesela Hakan Şükür, milletvekiliydi. Şimdi bunlar siyasi ayaktı. Başka milletvekilleri de vardı. Görevli olarak gelmişlerdi. Diğerleri suç unsuru çıktıktan, 17-25 Aralık’tan sonra hâlâ bu ilişkiyi sürdürmüşse siyasi ayak niteliği taşırlar."