İmamoğlu'ndan Turhan'a yanıt: Halk 23 Haziran'da iptal etti
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan'ın Kanal İstanbul için bakanlıklar ve İBB arasında imzalanan protokoller bulunduğuna yönelik açıklamasına tepki gösterdi. İmamoğlu, "23 Haziran 2019'da geçmişe dönük bu ve bu tür bütün anlaşmaları halk iptal etti. Hiçbir hukuki geçerliliği olmayan anlaşmalar" dedi

Sözcü'den Özlem Güvemli'nin aktardığı habere göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2020 yılı bütçe görüşmesinin yapılacağı İBB Meclisi Aralık ayı oturumlarının ilk bileşimi öncesinde parti gruplarını ziyaret ederek görüş alışverişinde bulundu.
 
MHP, İYİ Parti ve CHP gruplarını ziyaret eden İmamoğlu, "AKP'den de randevu istedik ancak bugün grup toplantılarını kendi il binalarında yapacaklarını ifade ettiler. Meclise yetişeceklerini söyledikleri için uğrayamadık ama aynı fikirlerimi meclis kürsüsünden yine AKP'li meclis üyelerine ifade edeceğim" dedi.
 
'Sayın bakanı bir imza kurtaracaksa...'
İmamoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan'ın Kanal İstanbul projesine ilişkin bakanlıklar ile İBB arasında imzalanmış işbirliği protokolleri bulunduğuna ilişkin açıklamasına da tepki gösterdi.
 
İmamoğlu, "2012, 2014, 2015, 2016 hatta 2018'de de o dönemin yetkilileri ile aralarında yapılmış protokoller var kurum içinde. Ama protokol deyince sayın bakan zannedersiniz ki ‘imzayı attık iş bitti.' Eğer sayın bakanı bir imza kurtaracaksa ya da İstanbul'u bir imza mahvedecekse hiç kusura bakmasın yani bu konuda da araştırma yapmamış. Sayın bakanı hep uyarıyorum, araştırarak ve süreci derinlemesine analiz ederek beyanatta bulunması konusunda. Yine uyarımı yapmış olayım. Ama ne yazık ki talihsiz bir açıklama" diye konuştu.
 
'Kanal İstanbul ile ilgili fikrimiz net'
23 Haziran 2019'da geçmişe dönük bu ve bu tür bütün anlaşmaların halk tarafından iptal edildiğini belirten İmamoğlu, şunları söyledi:
 
"Yeni bir dönem başladı. Yani sesini çıkarmayan, ilgilenilmeyen değil, yeni bir dönem başladı. O bakımdan biz 23 Haziran 2019 itibari ile İstanbul'un konularına başka bir özde bakıyoruz. Toplumun faydasını mı, bu şehrin faydasına mı? O gözle baktığımızda da Kanal İstanbul ile ilgili fikrimiz nettir. Bu netliğimizi sayın bakan 16 milyon insan nezdinde hala hissedememiş diye anlıyorum. Anlayacaktır. Hiçbir hukuki geçerliliği olmayan anlaşmalar. ‘Şu planını sizin Bimtaş şirketiniz yapsın. Şu plan sürecini kurumunuzun şu birimi tamamlasın' diye karşılıklı protokoller var. Onlar öyle bağlayıcılığı ve geçerliliği olan işler değildir. Bakanlık yazar ama o tebliği alan ve yorumlayan buradaki kurumlar var. Arkadaşlarım zaten gerekli cevapları yazacaklar. Niçin geçersiz olduğu ya da hangi işlemin yapılması gerektiği konusunda. Ki altını çiziyorum, bakın bu tür meseleler protokol ile olmaz. Yani sanki İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bir yeri sattık, bakanlık da aldı, iş bitti. Böyle bir şey değil ki, 16 milyon insanın yaşamından bahsediyoruz. Yani bu şehri tehdit eden unsurlardan bahsediyoruz. Yine söylüyorum. İçeriği boş, talihsiz bir Ulaştırma Bakanı açıklaması daha."
 
'Bu makama kin duymak için gelmedik'
İmamoğlu, İBB'nin 2020 yılı için açtığı personel servisi ihalesine en uygun teklifi veren firmanın yıllardır büyükşehir belediyesinden ihaleler alan Albayrak grubuna ait şirket olmasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu.
 
İhalenin sonuçlanıp sonuçlanmadığına ilişkin soru üzerine İmamoğlu, "Henüz sonuçlanmadı bildiğim kadarıyla. Araştırıyor arkadaşlarım, inceliyorlar. 'Haksızlık ya da usulsüzlük var mı? Ya da orda yine bir haksız rekabet oluşmuş mu? Onu inceleyi'n dedim arkadaşlarıma. İnceliyoruz" yanıtını verdi.
 
İhaleye teklif veren şirketin içinde bulunduğu Albayrak grubuna ait yayın organlarında kendisi hakkında ağır ithamların yer aldığı haber ve yazıların hatırlatılması üzerine İmamoğlu, "Dediğim gibi ben bir belediye başkanı olarak isimlerle, şahıslarla ilgilenmiyorum. Biz birçok insana ve birçok kuruma ahlaklı davranış konusunda da ders vermek zorundayız. Çünkü ülkenin iyi örnekleri görmesi lazım. Biz bu makamlara kin duymak için gelmedik, nefret duymak için gelmedik. Adaletli bir süreci yönetmek için geldik. O anlamda da yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu.

Diğer Yazılarımız